DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu’nun diploma iptali ve gözaltına alınmasının ekonomiye etkisini “sis bombası”na benzetti. Babacan, "Erdoğan öyle bir sis bombası attı ki kimse burnunun ucunu göremiyor" dedi.
İmamoğlu'nun 31 yıllık diploması iptal edildikten sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı “yolsuzluk” ve “terör” suçlarından oluşan iki ayrı soruşturma kapsamında 19 Mart'ta gözaltına alınmasının ardından borsada iki kez devre kesici uygulanmış, TL'deki değer kaybı nedeniyle TCMB dolar satmıştı.
Türkiye'de ekonominin geleceği hakkındaki soruya Nokta TV'de cevap veren Babacan, şunları söyledi:
“Şimdi Sayın Erdoğan son 3 günde öyle bir sis bombası attı ki ekonomide hiç kimse burnunun ucunu göremiyor şu anda. Dolayısıyla bu sis bombası atıldığı zaman, yani ortadaki sis kaplandığı zaman buradan Ankara'ya doğru giderken Bolu Dağı'nı geçersiniz değil mi? Bolu Dağı'nda yüksek yüksek çubuklar, üzerinde sarı yanıp sönen lambalar... Onları niye koymuşlardır? Çünkü sisli havada insanlar hiç olmazsa yoldan çıkmasın diye. Yani yolun sağında, solunda uçuruma falan düşmesin diye o lambalar vardır.
"En büyük bedeli işsizler, emekliler, asgari ücretliler öder"
Şimdi bir sis bombasını attı siyasetin ortasına ve ekonominin ortasına da attı. Şu anda hiç kimsenin burnunun ucunu görmesini mümkün değil. Bu ekonomiyi yavaşlatır, ekonomik bütün aktörleri yavaşlatır. Nasıl Bolu Dağı'nda, sisli havada herkes yavaşlar değil mi? Herkes dörtlü flaşörleri yakar. Şimdi bütün ekonomik aktörler yavaşlayacak, dörtlü flaşörlerini yakacak, ağır ağır, aman önümdekine çarpmayayım, aman önümde biri mi vardır, uçurum mu vardır, başka bir araba mı duruyordur, gider bir kamyona mu toslarım diye herkes yavaşlayacak. Yani siyasi öngörülebilirliğin olmadığı, hukuki güvenliğin olmadığı ortamlarda ekonomik aktörler yavaşlar, ülke ekonomisi yavaşlar. Bunun da en büyük bedelini yine işsizler öder. Emekliler öder, asgari ücretliler öder, sabit maaş alan da öder. Ve en çok da üzüldüğüm gençler öder.”
